Bileşikler: Birden Fazla Cins Atomun Bir Araya Gelmesiyle Oluşan Saf Maddeler Mi?
Bileşikler… Kimyasal dünyada öyle karmaşık, öyle derin bir kavram ki, bazen bir bileşiği anlamak, tıpkı bir arkadaş grubunda gerçekten kimseyi anlamaya çalışmak gibi olabiliyor. Bir düşün, birden fazla cins atom bir araya geliyor, ama sonuçta ortada bir şey yok gibi. Ya da var, ama o şey, bizim bildiğimiz “saf madde” kavramına uymuyor gibi.
Gelin, bu kadar derin ve soyut bir konuyu, günlük hayatımıza dair komik bir şekilde ele alalım. Hem kimya biliminin güzelliklerini keşfederiz, hem de biraz güleriz. Hadi başlayalım.
Bileşikler Gerçekten Saf Madde Mi?
Öncelikle, bileşikler gerçekten saf maddeler mi? Saf madde dediğimiz şey, her şeyiyle tek bir tür atom ya da tek bir tür molekül içermelidir. Yani bir saf madde, ne kadar kusursuz olursa olsun, içinde başka hiçbir şey barındırmaz. Ama, bileşiklerde durum biraz karışık. Birden fazla cins atomun birleşmesiyle bir bileşik oluşuyor, ancak bu bileşik, yine de “saf madde” olarak kabul ediliyor. Yani, aslında saf madde olmasının anlamı biraz… şekli değişmiş oluyor. Hem saf, hem karışık! Gülüp geçiyorsun ama aslında biraz kafa karıştırıcı, değil mi?
Bir Arkadaş Grubu Gibi
Bir bileşeni anlamanın en basit yolu, onu bir arkadaş grubuna benzetmek olabilir. Mesela, ben ve arkadaşlarım: Ben İzmir’liyim, bazen derin düşüncelerle boğulurum, ama genelde espri yapar, durumu kurtarırım. Oğuz, tamamen mantıklı bir insan, asla “saf” bir şekilde gülmez, hep bir analiz yapar. Arda ise bir nevi “kimya”ya benzer: her konuda bir şeyler anlatır ama sonu her zaman “Aaa, ben yanlış söyledim!” diyerek biter. Düşünsenize, bir grup insan, yani farklı tiplerin birleştiği bir ortam, kimsenin tam olarak ne düşündüğünü anlamadan karışıyor. Ama sonuçta bir grup. İşte bu durum bileşikler gibi. Her biri farklı özelliklere sahip atomlar bir araya geliyor, ama sonuçta “birlikte” bir bileşik oluşturuyorlar.
Bileşikler işte tam olarak böyle. Atomlar bir araya gelir ve bir “kimya” başlar. Farklı karakterler birleştikçe, ortaya “bileşik” diye adlandırdığımız bir şey çıkar. Sonuçta, kimyasal özellikleri birleştirilen bu atomlar, saf bir şey oluşturuyor, ama aslında tam saf değiller.
Diğer Saf Maddelerle Karşılaştırma
Bir şişe suyu düşün. Su H2O’dur, yani iki hidrojen atomu ve bir oksijen atomu bir araya gelir. Su, saf bir bileşik olarak kabul edilir, çünkü o kadar düzenli bir yapısı vardır ki, içindeki atomlar sürekli aynı şekilde düzenlenir ve başka hiçbir şey içermez. Ama bu bileşik, aslında diğer saf maddeler gibi “tek bir atomdan” oluşmaz. Bir grup atom bir araya gelir, birlikte bir şey oluştururlar. “Saf madde” diyorsanız, bir insanın saf olmaktan bahsettiği gibi değil, öyle düzgün bir düzenin içindedir ki, atomlar farklı ama sanki “tekmiş” gibi bir görüntü verirler.
Ama, içsel olarak bu “saflık” aslında karmaşık bir yapıdan ibarettir. Kimse sana, “Bileşik, saf maddedir!” diyemez, çünkü bir noktada atomlar birbirini bölüşmektedir. Hadi, suyun saf olduğu gerçeğini de kabullenelim ama bence bu saflık biraz kafa karıştırıcı bir şey.
Kimyasal Zeka, Bileşiklerin Varlığı
Bir de kimyasal zekâ meselesi var tabii. Atomlar bir araya geldikçe, kimyasal bağlar kurarak dengeye ulaşır ve adeta bir uyum içinde çalışırlar. Ama bu, ilk başta anlaşılması zor bir şey. Bir atom diğerine yaklaşır, belki biraz itiş-kakış yapar, sonra bir bakarsın ki, yeni bir molekül oluşmuş. Ya da bir bileşik. Yani, atomlar da, bir arkadaş grubu gibi, birbirlerine uyum sağlamak zorundadırlar. Kimi zaman bileşiklerin oluşması oldukça karmaşık, bazen de oldukça basittir. Mesela, tuz (NaCl) basit bir bileşiktir, ama DNA’daki bileşikler! Hadi bakalım, o kadar basit mi? Kafamızı karıştıran bir şey var: Her ikisi de bileşik, ama birisi oldukça basit, diğeri ise dev bir biyolojik yapı.
Bileşikler Hakkında Düşünmemiz Gereken Sorular
Şimdi birkaç soru soralım, bu kafa karıştırıcı meseleye biraz derinlemesine bakalım:
Bir bileşik gerçekten saf madde midir, yoksa atomların bir araya gelmesiyle oluşmuş bir şey midir?
Saf madde deyince, atomların kimyasal bir bağla birleşmesi, onları saf yapar mı?
Kimyasal bağlar, farklı atomların “harmony” yaratması için yeterli midir, yoksa başka faktörler de devreye girmeli mi?
Evet, sorular düşündürücü. Zaten kimya hepimizin bildiği ama gerçekten anladığı şeylerden değil. Ama bir bileşiği, diğer saf maddelerle karşılaştırınca, ortaya şöyle bir durum çıkıyor: “Herkes bir araya gelip bir şeyler yaratır, ama kimse “tam olarak” saf değildir.”
Sonuç
Bileşikler, birden fazla cins atomun bir araya gelip bir şeyler oluşturduğu maddeler olsa da, saf madde oldukları konusunda tartışmalar var. Kimya dünyası, atomların bir araya gelip oluşturduğu yeni yapıları saf kabul ediyor, ama biz yine de bu “saflık” kavramını biraz geniş tutalım. Herkesin içinde küçük bir karmaşa, her şeyin biraz belirsizliği var. Kimi zaman bu karmaşa güzel bir şey olur, kimi zaman kafa karıştırıcı. Ama sonuçta, her bir bileşik, farklı atomların birleşiminden oluşan bir “saf karışım”dır.
Ve sonunda şunu diyelim: Kimya dersinde işte bu yüzden uyuruz. Ama asla bilmiyoruz, belki de gerçekten uykusuz kaldığımızda daha iyi anlayacağız.